Destek

verdiğimiz alanlar …

Değişim nedir ?

Değişim, bir durumun, yapının, ya da sürecin farklı bir hale dönüşmesi anlamına gelir. Bu, zaman içinde meydana gelen yenilikler, iyileştirmeler ya da bozulmalar sonucu oluşabilir. Değişim, bireylerde, organizasyonlarda, toplumlarda veya çevrede gerçekleşebilir ve genellikle öğrenme, adaptasyon veya gelişme süreçlerinin bir parçası olarak görülür.

Ne Zaman ?

– Hedeflere ulaşamama
– Motivasyon kaybı
– Çevresel değişimler
– Sürekli tekrar eden sorunlar
– Geri bildirimler
– Büyüme ve gelişme isteği
– Dış rekabet
– Durgunluk hissi
– Esneklik ihtiyacı

Bu işaretler fark edildiğinde, bir değerlendirme yaparak değişimin hangi alanda ve nasıl gerçekleşmesi gerektiğini tespit etmek önemlidir.

Değişim

Değişimi etkili bir şekilde sürdürmek, liderlik, iletişim ve strateji gerektirir. İşte değişimi yönetmek için izlenebilecek yapılandırılmış bir yaklaşım:

* Bir Takım (İş Birliği destekleyen) Kurun

* Değişimi Etkili Şekilde İletin

* Diğerlerini Güçlendirin

* Hızlı Kazanımlarla Başlayın

* Direnci Yönetin

* Değişimi Sürdürün

* Örnek Liderlik Yapın

Bu unsurları birleştirerek, dirençleri en aza indirir, katılımı artırır ve başarılı bir dönüşüm sağlar.

Değişme Zamanı

Geleceği şekillendirmek için değişime başlayın, biz yanınızdayız…

Danışmanlık

Koçluk

Mentorluk

Konuşmacı

Boeing’in 787 Dreamliner programındaki üretim sorunları ve Yalın üretim tekniklerine başvurması, özellikle 2000’lerin sonlarında ve 2010’ların başında ortaya çıkan bir süreçtir. Boeing, 787 Dreamliner’ı 2003 yılında duyurdu ve uçağın ilk teslimatını 2008’de yapmayı planlıyordu. Ancak, dış kaynak kullanımı ve karmaşık tedarik zincirinden kaynaklanan büyük üretim sorunları, ciddi gecikmelere ve kalite problemlerine yol açtı.

Bu sorunlar, Boeing’in dünya çapındaki geniş bir tedarik zincirine aşırı bağımlı olmasından kaynaklandı. Parçaların ve bileşenlerin farklı tedarikçilerden gelmesi, koordinasyonu zorlaştırdı ve montaj sürecinde aksamalara neden oldu. Bu gecikmelerin ardından Boeing, verimliliği artırmak ve sorunları minimize etmek amacıyla Yalın üretim (Lean Manufacturing) tekniklerini kullanmaya başladı.

İlk Boeing 787 Dreamliner’ın teslimatı 2011 yılında gerçekleştirildi. 2007’den 2011’e kadar yaşanan bu süreçte Boeing, tedarik zinciri yönetimini iyileştirmek ve üretim süreçlerini sadeleştirmek için Yalın üretim yöntemlerini benimsedi.

Ford Motor Company’nin Yalın üretim ilkelerini benimsemesi, 1980’lerde başladı. Ford, otomotiv endüstrisinde seri üretim ve kitle üretimi ile tanınmasına rağmen, başlangıçta Yalın üretim (Lean Manufacturing) ilkelerine karşı mesafeli durdu. Ancak 1970’lerin sonlarında ve 1980’lerin başlarında Japon otomobil üreticilerinin (özellikle Toyota) Toyota Üretim Sistemi’ni uygulayarak kazandığı büyük başarılar ve rekabet avantajı, Ford’u da Yalın üretim tekniklerine yönelmeye teşvik etti.

Bu süreçte Ford, üretim süreçlerinde israfı azaltmak, verimliliği artırmak ve maliyetleri düşürmek amacıyla Yalın üretim ilkelerini uygulamaya başladı. 1980’lerin ortalarından itibaren, Ford’un Yalın üretim tekniklerine olan ilgisi arttı ve bu yöntemlerle iş operasyonlarını yeniden yapılandırarak, daha verimli ve rekabetçi hale gelmeyi başardı.

Bu dönem, Ford’un Japon üretim tekniklerini öğrenmek ve kendi süreçlerine entegre etmek için önemli adımlar attığı bir dönem olarak bilinir.

Harley-Davidson, 1980’lerde kalite sorunları ve artan rekabet nedeniyle ciddi zorluklarla karşılaştı. Japon motosiklet üreticilerinin pazardaki yükselişi, Harley-Davidson’ı daha verimli hale gelmeye zorladı. Başlangıçta şirket yönetimi Yalın üretim (Lean Manufacturing) uygulamalarına direnç gösterdi. Ancak 1980’lerin sonunda şirket, Japon üretim tekniklerinden ilham alarak bazı değişiklikler yapmaya başladı. Bu dönemde Harley-Davidson, Yalın üretim prensiplerine dayalı iyileştirmeler uygulayarak rekabet gücünü artırmaya başladı.

Ancak asıl dönüşüm 2000’li yıllarda hız kazandı. Harley-Davidson, bu dönemde Yalın üretim tekniklerini daha geniş ölçekte uygulamaya koyarak üretim süreçlerini optimize etti, israfı azalttı ve verimlilik ile kaliteyi önemli ölçüde artırdı. Bu dönüşüm, Harley-Davidson’ın küresel pazardaki konumunu güçlendirmesine ve 2000’li yıllarda daha rekabetçi hale gelmesine olanak sağladı.

Özetle, Harley-Davidson 1980’lerde değişim sinyalleri vermeye başlamış olsa da, Yalın üretim uygulamalarının geniş kapsamlı bir dönüşümle hayata geçirilmesi 2000’li yıllarda gerçekleşti.